İlk insandan günümüze kadar bir çok kural ortaya çıktı. Ve tüm bu kurallar tek bir amaca hizmet eder. Anormallikleri azaltmak. Yani aşırı olan şeylerin zararını azaltma çabası. Örneğin bağıran biri varsa ona susmasını söylemek. Sinirli biri varsa sakinliği önermek. Tembel biri varsa çalışmasını öğütlemek. Yani insanları kontrol etmek. Peki her şeyin fazlası zararlı mıdır? Bu konuya mercek tuttuk yaklaşın biraz.
Fazla Nedir?
Fazla kelimesinin anlamı: Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade: (TDK)
Bir şey nasıl fazla olur? Neden fazla olur? Bir şeyden çok varsa veya fazla yapılıyorsa bir aşırılık oluşur. Bu aşırılık bir süre sonra normalden daha yüksek hale gelir. İnsanlar her şeye hemen adapte olmaz. Ve bu yeni durum önce bilinmeze, öngörülemeyen bir duruma hatta korku ve endişeye sebep olur.
Fazla, anormal midir?
Bir soru?
Çok fazlası derken?
Mübalağa, günlük sohbetlerde çokça kullanılır.
Yemek buz gibiydi. Teknik olarak buz gibi olan bir şeyin üstünde buz tanecikleri olur. Yemek yenmiş ise ki bu taş gibi sertleşmiş halde iken yenemezdi. Burada mübalağa yapılmıştır.
İtiraz: Fazla, her Zaman Kötü Değildir!
Hayır bence nankörler ‘Çok’u suistimal eder. Kötü olan çok değil. Anneler çok sever. Arkadaşlar çok samimidir. Kardeşler çok iyilik eder…
Şerif Çiçekdağ
İhtiyaçtan abartı
Yıllar önce bir ofiste çay molasında aynı katta bir gurup çalışanın sohbetine kulak misafiri olmuştum. Aralarından biri bir olaya tanık olduğunu aynen şöyle dile getirdi:
Ben, dün bizzat şahsen kendim gittim.
Abartılı bir söz örneği
Bu bir anlatım bozukluğu. Elbette kişi burada inandırıcılığını artırmaya çalışıyor. Oysa tek kelimeyle ‘gittim‘ diyebiliriz. Karşımızdaki insanların bizi çok iyi tanımaması ısrar etmemize yol açabilir. Veya kendimizi daha iyi ifade etmek için kelimeleri keyfimize göre aşırı bir şekilde kullanabiliriz.
Sinemada fazla abartılı sahneler…
Abartılı konuşmayı sevenler de vardır. Abartılı konuşmak bir sanattır. Bir çok film ve şiir aşırılıklarla doludur.
Abartı, sinemanın olmazsa olmazıdır. Sinemadan abartılı karakterler. Superman, Örümcek adam, Görünmez adam, Thor gibi.
Günlük hayattan fazla abartılı deyişler…
- Evde sekiz yüz tane musluk vardı…
- Sana yüz defa söyledim…
- Bizi ölüm bile ayıramaz…
- Tek başına bir orduyu yendi…
- Siz hepiniz ben tek…
- O kadar açım ki, bir fili bile yerim…
- Üflesen yıkılır…
- Gözleri ateş saçıyordu resmen…
- Taş gibi telefon, yere düşse beton kırılır…
- Birinci sınıfa giden kızım profesör gibi konuşuyor…
- Ceketimi koysam beni seçerler…
- Taksiyle geldim resmen uçuyordu…
- Die for you… (Senin için ölürüm)
- Ez kurbana te… (Sana kurban olayım)
- Yakarım, Romayı da yakarım ben…
Abartı bir noktada yaşamın içine sızmış görüldüğü gibi.
Her şeyin fazlası daima zararlı mı?
Daha cümleyi okurken evet çünkü geçmiş tecrübelere dayanan ve bilimsel bir çıkarım ile her şeyin fazlası hep zararlı olmuştur. Tam olarak her şeyin fazlası zararlı mıdır? Yoksa bazı şeyler mi? Tüm evrendeki her nesne ve olgu aşırı olunca illa zararlı mıdır? Bu soruya cevap vermek kolaydır. Konuyu belirleyin ve aşırılık ile test ediniz.
Örneğin, çok şiir yazmak zararlı mı? Hayır. Ama kime ve neye göre? Şair adayı biri için çok şiir yazmak iyidir. Ama başarısız bir aday için durum ne olur? Şiir konusunda yeteneği yoksa ve çok eleştiri alıyorsa bu durumda ne olur?
Asıl önemli olan çok şiir yazmak da değil. Asıl sorun, aşırı şiir yazmak. Nasıl aşırı şiir yazılıyor? Bunu düşününce aşırı sözünde olumsuz bir durum olduğunu fark edeceksiniz. Sorun şiir veya nesne değil. Sadece aşırı oluşu.
Aşırı şiir nasıl yazılabilir? Her saniye şiir yazmak için kafa patlatmak. Sürekli bir mecaz arayışı. Sürekli kurgu. Elinde bir kağıt ve üstündeki mısraları değiştiren bir şair hayal edin. Bunu yaparken bi yandan okuyor olsun. Hatta duyguyu bulmak için haykırıyor olsun. Bunu yedi gün 24 saat yapsın. Her hafta her ay ve yıl boyunca. Ta ki şiir kitabı yayınlanana dek. Bir şekilde aşırı durumlara sokuyor olsun kendini.
Her dem elinde var tükenmez kalem
Tükendi tüm ömrü bir kartuj gibi
Etme eyleme nankör gafil
Aşkın gözü kör kulağı sağır fil
Şiir (deneme)
İnançlarda aşırıya kaçmak…
İnançlı olmak sizi huzurlu biri yapar. Ancak aşırı bir inanç ne yapar? Hayatının her kelimesini her anını her davranışını inancına göre kontrol etmek sizi inanç sahibi yapmakla kalmaz inancı sizin sahibiniz yapar.
Sevgi fazla abartmak…
Bir kızın bir adamı sevdiğini hayal edin. Bu kız, adam ona ne derse be ne yaparsa yapsın deliler gibi seviyor. Adam bir noktada ölçüyü kaçırınca kızın aynı bağlılıkla adamı sevmeyi sürdürdüğünü düşünün. Kıza zarar veriyor. Kız sevgisinden bunu görmüyor. Bu işte tam olarak sevgide aşırılık örneği.
Çalışma işini fazla abartmak…
Çalışmak güzeldir. Bu sayede eve ekmek götürüldü ve siz bugünlere sağlıkla geldiniz.
Şimdi de anne ve babanızın sürekli olarak çalıştığını düşünün. Ailesine ve çocuklarına zaman kalmadığını hayal edin. Üstüne üstlük bu aşırı tempolu çalışmayı kendileri istiyor olsun. Bu kısaca işkolik olma durumudur. Yani bağımlı olduğu şey sürekli çalışmak. Ne aileye ne de kendine hak ettiği zamanı ayıramıyor. Çünkü aşırı çalışıyorlar.
Doğada aşırılıklar yok mu?
Seller, deprem, fırtına doğal felaketler olarak hep aşırıdır. Yangın, savaş, salgın hastalıklar da aşırıdır. Kavga, gürültü de aşırıdır. Açlık daima aşırı. Fakirlik, zenginlik de bir noktada aşırı olur.
Niyetlere odaklanma zamanı
Nerede anormal bir durum varsa aşırılıktan kaynaklanıyor. İnsanlar münakaşa ediyorsa sorun mutlaka aşılan bir sınır yüzündendir. Biri diğerinin sınırlarına girmiştir. Biri aşırıya kaçmıştır.
Günlük hayatta aşırıya kaçmadan yaşamak bizi diğer insanlar tarafından sevilen biri bile yapabilir. Bazen aşırıya kaçmak da gerekebilir ama bu nadirdir. Örneğin kolluk kuvvetlerinin düzeni sağlamak için aşırı güç kullanması gerekir.
Gücü kötüye kullanmak…
Elindeki gücü kötüye kullanmak bir çeşit aşırıya kaçmadır. Görevini suistimal eden biri aşırıya kaçıyordur. Normal olan, bir işi layıkıyla yerine getirmektir.
Aşırıya kaçmak sonundaki zararlı eylemlere yol açar. Bu şuna benzer, aşırı hız yapan biri araba takla attığında arabanın hızı ne kadar yüksek ise o oranda zarar görür. Yavaş ve normal hızda giden biri bir kazayı daha az hafif oranda atlatır.
Aşırı derecede fakirlik…
Aşırı fakir olmak, ekmek bulamamak ve yetersiz beslenmeye ve saçlarınızın dökülmesine, sağlıksız bir vücuda ve sonunda ölüme yol açar. Yeterince beslenmeyen bireyler doğru karar vermekte de güçlük çekerler. Aç karnına bir sınava giren kişi sınava layıkıyla odaklanabilir mi bir düşünün.
Türkiye’de halk arasında, ‘sen önce aç karnını doyur’ diye bir söz bile vardır. Adil bir söz değil elbette. Çünkü kişileri görünüşleri ile yargılamak hata olur. Herkesi dinlemelisiniz. Ağzı kokan ve elbisesi yırtık biri, tüm hayatınız boyunca eksikliğini yaşadığınız şeyi iki cümle ile tamamlayabilir.
Aşırı gıda tüketimi…
Aşırı madde kullanımı tehlikelidir. Çok su içmek bile vücuda zarar verir. Suyun sağlıklı olduğu limitin ötesi zararlıdır.
Belli bir gıdayı aşırı oranda tüketmek, o gıdanın içindeki maddeler yönünden vücudunuzu aşırı yükler. Çok aşırı ekmek yemek, ekmekteki gluten başta olmak üzere vücudun bir noktada etkilenmesine yol açar. Bazı etkiler kişiye göre değişebilir. En doğru bilgiyi doktorunuz verebilir.
Ve tükenmişlik sendromunu giriş
İnsanlarla çok sıkı ilişkiler yaşamak onların bir parçası olmak, onların derdine ortak olup, onlarla gülüp onlarla üzülmek normaldir. Ama bunu çok fazla insan için yaparsanız bu sizi tüketir. En azından zamanınızı tüketir. Zaman en değerli şeyiniz.
Farkındalığa ihtiyaç var!
Görüldüğü üzere aşırı olan şeyler mutlaka sonradan başka sorunlara yol açıyor.
Aşırı yük, kısa devreye sebep olur
Elektrik bilgisi
Aşırı yüke bir örnek vermek gerekirse, pille çalışan bir oyuncağa daha yüksek elektrik vermek devreyi yakar. İşte her şeyin fazlası zararlıdır derken biraz da bu anlatılmak istenmiştir. Kaldıramayacağı gücü birine vermeniz ona ve çevresine zarar verir.
Bir otomobilin yolcu kapasitesi vardır. Kapasiteyi aşmak aşırı bir eylemdir.
Şu andan itibaren nerede, şu aşağıdaki kelimeleri duyar ve görürseniz dikkatli olun:
Çok, Fazla, Baya, Hayli, Aşırı, Şiddetle…
İlla tanık olmuşsunuzdur şu söze:
“Şiddetle tavsiye ederim.” (Şiddetle!)
Önemle tavsiye ederim. Tavsiye ederim. Neden bir tavsiye bu kadar aşırı olsun ki? Tavsiyenin amacına aykırı. Birine bir tavsiyede bulunursunuz ve karar ona kalmıştır, dilerse yapar ya da yapmaz. Şiddetle tavsiye etmek insanları yönlendirmektir.
Kararında ve tadında normal bir hayat sürmek için farkında olunmalıdır. Birileri veya bir şeyler sizi abartılı bir duruma çekebilir uyanık olun. Bir şey çoksa, fazlaysa, ve özellikle aşırı ise dikkat!
Siz, siz olun farkında olarak dinleyin. Çoğu tavsiyeler zararlı olabilir. Bu konuyu şurada açıkladık. Ayrıca vicdan ve aşırı tepki konusunu burada işledik. Yetmemiş aşırı tepki hasta eder konusunu da ele almışız.
Esen kalın.