Kanser dünyada en çok can alan hücresel ve ölümcül hastalıktır. Çünkü en ölümcül rahatsızlıkların halay başıdır. Ve kurtulmak için milyon tane yöntem vardır ama çoğu yanlıştır. Ve bazıları da bu sayfanın bile konusu olmuştur. Kansere iyi gelen gıdalar ve Haber izlemek kanseri artırıyor mu? gibi. Her insanda kanser türleri ve vakaları farklı olsa da sıradan insanlar için kabaca meme kanseri, kan kanseri, kemik iliği vb. Kanserleri biliyoruz ama doktorlar anlamadığımızı düşünüyor ve durumu bize kabaca anlatıyor. Yüksek moral kansere çare mi gelin birlikte bakalım.
Kanser tedavisi ile ilgili haberlere dikkat!
Kanser için bir milyon saçma tedavi var ve bunların yüzde 99,9’u size zararlı olduğunu bilmekte yarar var. Belki de yüzde 1’i olumlu sonuçlara sahip olan bilimsel araştırmalardır. Ve eğer kanser için sözde faydalı şeyler işe yarasaydı, bu hastalıklar dünyadaki en yüksek ölüm oranına sahip olmazdı, değil mi?
Moral ve kanserin bağlantısı var mı?
Kanser, moral ve motivasyonla ilişkilendirilebilir. Ve özellikle halk arasında “beni kanser ettin”. diye bir söz.
Sevmediğiniz bir duruma, ortama, kişiye, müziğe, işe uzun süreli maruz kalma önce duygudurum bozukluklarına neden olur, ardından beyne ve sonra vücuda büyük zarar verir. Peki sonra ne olur?
“Ah, kanseriniz varmış!” diyerek doktor kara haberi verir.
1. Moralinizi hep yüksek tutun
Cenazede şaka yapanlar asla kanser olmaz. Cenazede şaka yapmayın, tabii ki başkaları kanser olur! Şaka yapmayın sözünü çöpe atın. Elbetteki çok önemli bir konuda alay ediyormuş gibi davrandığınızı söyleyenler hep olur. Onlar aşırı ve duyarlı insanlar bu normal. Neden bu kadar ciddisin? Rahatlayın ve yazının tadını çıkarın … Saçmalamak stresinizi atacak.
2. Saçmalayın ve kimseden çekinmeyin
İnsanlara saygı gösterin. Ve kendinizle de alay edebilin. Çünkü böyle rahat davranmak size ruhsal olarak iyi gelir. Özellikle özgüveninizi patlatır. Sizi daha güçlü ve renkli biri yapar. Kasıntı ve karizmatik görünme gibi şeylere odaklanmanın ne kadar saçma olduğunu keşfedersiniz. Örneğin, kendinizle dalga geçin. Boşver, koltuğunuz, konumunuz, yoksulluk ve zenginliği. Tereddüt etmeyin, çünkü çok fazla kasılırsanız beyniniz hasar görebilir. Karizmanızı bozmaktan korkarsanız beyniniz boşu boşuna yorulacaktır sonra da tükeneceksiniz. Rahatlayın ve kendinizi biraz rahat bırakın. Endişelenme, sana hiçbir şey olmayacak. Düşünceler gelir ve giderler. Ve sen sadece kendini kabul et. Çünkü kanserin zengin veya fakire ayırmaz. Elbette hepimizin sorunları var ve bunlar hemen olmasa da zamanla biter.
3. Saçmalamak rahatlatır mı?
Evet, yanlış duymadınız, saçma sapan konuşarak kanser riskinizi neredeyse sıfıra düşürebilirsiniz. Nedeni çok basit. Çünkü saçma sapan işler yapanların duyguları üzerindeki yükü hafifler. Daha saçma düşünceler beyninize olumlu bir mesaj gönderir. Ve anında hormonal denge normale döner. Hücre yapısı oksijen varlığında normal ve sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam eder. Besinler sorunsuz bir şekilde sindirilir ve daha sonra damarlar yoluyla hücre tabanına aktarılır. Böylece yenilen, içilen, duyulan ve söylenenlerden farklı tatlar elde edilir. Hayattan zevk alınır.
Yüksek moral kanseri yener mi?
Yüksek moralin birçok faydası vardır. Sistemimiz mükemmel ve saçma şeyler yaptığınızda sistemde yüksek moral olacaktır. Sağlam ve enerjik hücre koruyucuları ile hücre hasarları kolayca yenilenir. Bu, yaşadığın sürece seni sağlıklı tutmaya da yarıyor.
Sağlıklı bir vücut kanser hücresi üretmez. Üretilen herhangi bir kanser hücresi varsa bunları bloke eder ve hemen tedaviye başlar.
Düzenli beslenme, spor ve bol temiz oksijenin etkisi ile kısa sürede iyileşme sağlanır. Hastalıklı hücrelerin ilerlemesi bile durur. Tıbbi destek ile kanserden kurtulma şansınız tamamen artar.
Kanserden kurtulmanın formülü
- Sağlıklı zihin:
Vücudunuz da zihniniz de olmalı.
Aklınız, yaşam sürmeniz için en değerli şeydir. - Her zaman gülün:
Zihninizin iyi çalışması için;
gülmelisin - Saçma şeyler bile yapın:
Özgürce ve sakince yaşamayı öğrenin ve kendinizi eğlendirin.
Yüksek motivasyon iyidir. Bol eğlen, saçmala ve kanserden kurtul.
Not: Bu yazı sözde bilim örneğidir!